Uncomfortable / Rahat Olmayan
English: The chair was so uncomfortable that I couldn't sit for long.
Türkçe: Sandalye o kadar rahatsız ediciydi ki uzun süre oturamadım.
Dinlemek için tıklayınız.
#1
English: The chair was so uncomfortable that I couldn't sit for long.
Türkçe: Sandalye o kadar rahatsız ediciydi ki uzun süre oturamadım.
Dinlemek için tıklayınız.
#1
English: Life can sometimes be unfair, but we have to keep moving forward.
Türkçe: Hayat bazen adil olmayabilir, ama ilerlemeye devam etmek zorundayız.
Dinlemek için tıklayınız.
#2
English: The store offers various options for different tastes.
Türkçe: Mağaza farklı zevklere yönelik çeşitli seçenekler sunuyor.
Dinlemek için tıklayınız.
#3
English: She placed a high value on honesty and integrity.
Türkçe: Dürüstlük ve bütünlüğe yüksek bir değer verdi.
Dinlemek için tıklayınız.
#4
English: Citizens have the right to vote in elections.
Türkçe: Vatandaşlar seçimlerde oy kullanma hakkına sahiptir.
Dinlemek için tıklayınız.
#5
English: She decided to volunteer at the local animal shelter.
Türkçe: Yerel hayvan barınağında gönüllü olmaya karar verdi.
Dinlemek için tıklayınız.
#6
English: The storm caused violent winds and heavy rain.
Türkçe: Fırtına şiddetli rüzgarlar ve yoğun yağışlara neden oldu.
Dinlemek için tıklayınız.
#7
English: They have a beautiful yard with colorful flowers.
Türkçe: Renkli çiçeklerle güzel bir bahçeleri var.
Dinlemek için tıklayınız.
#8
English: She was annoyed by the constant noise from the construction site.
Türkçe: İnşaat alanından sürekli gelen gürültüden rahatsız oldu.
Dinlemek için tıklayınız.
#9
English: The arrival of the new year is celebrated with fireworks.
Türkçe: Yeni yılın varışı havai fişeklerle kutlanır.
Dinlemek için tıklayınız.
#10