Prove / Kanıtlamak
English: He had to prove his innocence in court.
Türkçe: Mahkemede masumiyetini kanıtlaması gerekti.
Dinlemek için tıklayınız.
#1
English: He had to prove his innocence in court.
Türkçe: Mahkemede masumiyetini kanıtlaması gerekti.
Dinlemek için tıklayınız.
#1
English: Parents should not be afraid to punish their children when necessary.
Türkçe: Ebeveynler, gerektiğinde çocuklarını cezalandırmaktan korkmamalıdır.
Dinlemek için tıklayınız.
#2
English: There are many different religions practiced around the world.
Türkçe: Dünya genelinde birçok farklı din uygulanmaktadır.
Dinlemek için tıklayınız.
#3
English: This job will require strong problem-solving skills.
Türkçe: Bu iş, güçlü problem çözme yetenekleri gerektirecek.
Dinlemek için tıklayınız.
#4
English: The script for the movie was written by a talented screenwriter.
Türkçe: Film için senaryo, yetenekli bir senarist tarafından yazıldı.
Dinlemek için tıklayınız.
#5
English: Be careful with that knife; it's very sharp.
Türkçe: Bu bıçakla dikkatli olun; çok keskin.
Dinlemek için tıklayınız.
#6
English: She is a smart student who excels in mathematics.
Türkçe: O, matematikte başarılı olan akıllı bir öğrencidir.
Dinlemek için tıklayınız.
#7
English: They had to survive in the wilderness for a week.
Türkçe: Bir hafta boyunca vahşi doğada hayatta kalmak zorunda kaldılar.
Dinlemek için tıklayınız.
#8
English: The tiny kitten fit into the palm of her hand.
Türkçe: Minik kedi, onun avucunun içine sığdı.
Dinlemek için tıklayınız.
#9
English: What type of music do you like?
Türkçe: Hangi tür müziği seversiniz?
Dinlemek için tıklayınız.
#10