Nationwide / Ülke Genelinde
English: The company has a nationwide network of stores.
Türkçe: Şirketin ülke genelinde bir mağaza ağı bulunuyor.
Dinlemek için tıklayınız.
#1
Naval / Denizle İlgili
English: He served in the naval forces for several years.
Türkçe: Birkaç yıl boyunca deniz kuvvetlerinde hizmet verdi.
Dinlemek için tıklayınız.
#2
Objection / İtiraz
English: There was strong objection to the proposed changes.
Türkçe: Önerilen değişikliklere karşı güçlü bir itiraz vardı.
Dinlemek için tıklayınız.
#3
Oblige / Zorunda Bırakmak
English: I felt obliged to help when I saw someone in need.
Türkçe: Birinin yardıma ihtiyaç duyduğunu gördüğümde yardım etmek zorunda hissettim.
Dinlemek için tıklayınız.
#4
Obsess / Saplantı Yapmak
English: He was obsessed with finding the lost treasure.
Türkçe: Kayıp hazineyi bulma konusunda saplantı yapmıştı.
Dinlemek için tıklayınız.
#5
Pad / Yastık-Ped
English: She placed a soft pad on the chair for extra comfort.
Türkçe: Daha fazla konfor için sandalyeye yumuşak bir yastık yerleştirdi.
Dinlemek için tıklayınız.
#6
Parameter / Parametre
English: The parameters of the experiment were carefully defined.
Türkçe: Deneyin parametreleri dikkatlice tanımlandı.
Dinlemek için tıklayınız.
#7
Parental / Ebeveynlere Ait
English: Parental guidance is important in a child's upbringing.
Türkçe: Çocuğun yetiştirilmesinde ebeveyn rehberliği önemlidir.
Dinlemek için tıklayınız.
#8
Query / Sorgu
English: She submitted a query about her account balance.
Türkçe: Hesap bakiyesi hakkında bir sorgu gönderdi.
Dinlemek için tıklayınız.
#9
Quest / Aramak-Araştırmak
English: The hero embarked on a quest to find the mythical treasure.
Türkçe: Kahraman, efsanevi hazineleri bulmak için bir arayışa çıktı.
Dinlemek için tıklayınız.
#10