
Gaze / Bakış
English: He couldn't help but gaze at the beautiful sunset.
Türkçe: Güzel gün batımına bakmaktan kendini alamadı.

Dinlemek için tıklayınız.
#1
English: He couldn't help but gaze at the beautiful sunset.
Türkçe: Güzel gün batımına bakmaktan kendini alamadı.
Dinlemek için tıklayınız.
#1
English: The hailstorm damaged the crops in the field.
Türkçe: Dolu fırtınası tarladaki ürünlere zarar verdi.
Dinlemek için tıklayınız.
#2
English: We stopped for a break halfway through our long road trip.
Türkçe: Uzun yolculuğumuzun yarısında mola verdik.
Dinlemek için tıklayınız.
#3
English: The construction work had to halt due to bad weather.
Türkçe: İnşaat çalışmaları kötü hava nedeniyle durmak zorunda kaldı.
Dinlemek için tıklayınız.
#4
English: You'll need to show identification to enter the secure area.
Türkçe: Güvenli bölgeye girmek için kimlik göstermeniz gerekecek.
Dinlemek için tıklayınız.
#5
English: Their ideological differences led to heated debates.
Türkçe: İdeolojik farklılıkları ısınmış tartışmalara yol açtı.
Dinlemek için tıklayınız.
#6
English: His political ideology shaped his views on government.
Türkçe: Politik ideolojisi, hükümet hakkındaki görüşlerini şekillendirdi.
Dinlemek için tıklayınız.
#7
English: The judicial system plays a crucial role in upholding the law.
Türkçe: Yargı sistemi, hukuku korumada hayati bir rol oynar.
Dinlemek için tıklayınız.
#8
English: At the junction, you can turn left or right.
Türkçe: Kavşakta sola veya sağa dönebilirsiniz.
Dinlemek için tıklayınız.
#9
English: This case falls under the jurisdiction of the federal court.
Türkçe: Bu dava federal mahkemenin yargı yetkisine girer.
Dinlemek için tıklayınız.
#10