
Gaze / Bakış
English: She couldn't help but gaze at the beautiful sunset.
Türkçe: Güzel gün batımına bakmaktan kendini alamadı.

Dinlemek için tıklayınız.
#1
English: She couldn't help but gaze at the beautiful sunset.
Türkçe: Güzel gün batımına bakmaktan kendini alamadı.
Dinlemek için tıklayınız.
#1
English: Shift the gear to reverse to back up the car.
Türkçe: Aracı geri gitmek için geri vitese alın.
Dinlemek için tıklayınız.
#2
English: The store brand offers generic versions of popular products.
Türkçe: Mağaza markası, popüler ürünlerin genel versiyonlarını sunar.
Dinlemek için tıklayınız.
#3
English: Having a toolbox is handy for making quick repairs.
Türkçe: Hızlı tamirler yapmak için bir araç kutusuna sahip olmak kullanışlıdır."
Dinlemek için tıklayınız.
#4
English: Workplace harassment is not tolerated in this company.
Türkçe: İşyerinde taciz bu şirkette hoş görülmez.
Dinlemek için tıklayınız.
#5
English: The computer's hardware includes the CPU and memory.
Türkçe: Bilgisayarın donanımı CPU ve belleği içerir.
Dinlemek için tıklayınız.
#6
English: The successful implementation of the project required careful planning.
Türkçe: Projenin başarılı bir şekilde uygulanması dikkatli planlama gerektirdi.
Dinlemek için tıklayınız.
#7
English: He was imprisoned for his involvement in the robbery.
Türkçe: Soyguna karıştığı için hapse atıldı.
Dinlemek için tıklayınız.
#8
English: His inability to swim prevented him from joining the swimming team.
Türkçe: Yüzme takımına katılmasını engelleyen şey, yüzme beceriksizliği oldu.
Dinlemek için tıklayınız.
#9
English: The company's response to the crisis was deemed inadequate by the public.
Türkçe: Şirketin krize verdiği yanıt, halk tarafından yetersiz bulundu.
Dinlemek için tıklayınız.
#10