Abroad / Yurt Dışı
English: I've always wanted to travel abroad.
Türkçe: Her zaman yurt dışına seyahat etmek istemişimdir.
Dinlemek için tıklayınız.
#1
Borrow / Ödünç Almak
English: Can I borrow your pen for a moment?
Türkçe: Bir an için kalemini ödünç alabilir miyim?
Dinlemek için tıklayınız.
#2
Catch / Yakalamak
English: He tried to catch the ball, but it slipped through his fingers.
Türkçe: Topu yakalamaya çalıştı, ama parmakları arasından kaydı.
Dinlemek için tıklayınız.
#3
Exactly / Tam Olarak
English: That's exactly what I was thinking.
Türkçe: İşte tam olarak ne düşündüğüm buydu.
Dinlemek için tıklayınız.
#4
Experience / Deneyim
English: Traveling is a great way to gain new experiences.
Türkçe: Seyahat etmek, yeni deneyimler kazanmanın harika bir yoludur.
Dinlemek için tıklayınız.
#5
Memory / Bellek
English: His memory of childhood is filled with happy moments.
Türkçe: Çocukluk belleği mutlu anlarla doludur.
Dinlemek için tıklayınız.
#6
Nervous / Gergin-Sinirli
English: She gets nervous before speaking in public.
Türkçe: Topluluk önünde konuşmadan önce gergin olur.
Dinlemek için tıklayınız.
#7
Provide / Sağlamak
English: The company will provide training for new employees.
Türkçe: Şirket, yeni çalışanlar için eğitim sağlayacak.
Dinlemek için tıklayınız.
#8
Search / Aramak
English: I need to search for my lost keys.
Türkçe: Kaybolan anahtarlarımı aramam gerekiyor.
Dinlemek için tıklayınız.
#9
Shake / Sallamak
English: He likes to shake hands firmly when he meets someone.
Türkçe: Birine tanıştığında sıkı bir şekilde el sıkışmayı sever.
Dinlemek için tıklayınız.
#10